Avatar photo

Leigh Turner

Ambassador to Austria and UK Permanent Representative to the United Nations and other International Organisations in Vienna

6th February 2015

#REASONSTOLIKEISTANBUL: En iyi 5 önerim

BeQK9QWIgAADzVZMuhafazakar giyimli çift parkta sessizce oturuyor, öpüşüyorlar. Lüks bir restoranın valesi Range Rover cipleri park ediyor. Travesti bir burlesk dansçısı, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu bir gruba şarkılar söylüyor. Soluk bir hilal, iki gökdelen arasındaki caminin üzerinde yükseliyor. Bir grup kuşçu, ahşap bir kafes içindeki güvercinlerin etrafında toplanmış.

Heyecan ve karmaşa dolu mega-kent İstanbul, dünyanın en eski ve en çok bilinen mekanlarına ev sahipliği yapıyor. Resmi rakamlara göre 14.3 milyonluk nüfusuyla –aslen muhtemelen bundan da fazlasıyla, bu şehir büyüleyici hikayeler ve sayısız yaşam tarzı seçeneklerini de barındırıyor. Semazenlerinden caz kafelerine, birinci sınıf modern sanat eserlerinden ağızları açık bırakan tarihi mirasına kadar.

Nereden başlasam?

İki buçuk senedir İstanbul’da yaşıyorum. Kendimi İstanbul ya da Türkiye uzmanı olarak görmüyorum. Fakat böylesi olağanüstü bir kentte ve bu kadar harika bir ülkede çalışıyor olmamdan dolayı ayrıcalıklı hissediyorum. Bu yüzden, Hollandalı gazeteci Marc Guillet sitesi www.enjoy-istanbul.com için @leighturnerFCO isimli twitter hesabımdan paylaştığım #reasonstolikeIstanbul serisinden fotoğraflarla bezenmiş bir blog yazısı kaleme almamı istediğinde memnuniyetle elimden geleni yapmaya karar verdim.

Peki bu muhteşem kentin tadını çıkarmak isteyenlere en iy beş önerim neler?

(i) Yaşam tarzı ve gezilip görülecek yerleri ele alalım. İstanbul kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri için binlerce harika mekanın yanı sıra, oturup hayatın önünüzden akışını izleyebileceğiniz birçok noktaya ev sahipliği yapıyor. Pek turistik olmayan, Balat, Kartal, Cihangir ya da Zeytinburnu gibi yerleri mutlaka ziyaret edin. Rastgele bir kafede ayaküstü atıştırmak ya da biraz kedi sevmek için durmak ya da bir bankta oturup balıkçıları ve gelip geçenleri izlemek en kötü günü bile kurtarır.

(ii) Meşhur yerleri de göz ardı etmeyin. Aya Sofya, Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet Camii ya da Boğaz’da tekne turu bu dünyada yaşayıp yaşayabileceğiniz en muhteşem tecrübelerden birkaçı. Gezin, tadını çıkarın. Hatta daha sonra gidin bir daha gezin. Oralarda biraz zaman geçirin, atmosferin keyfine varın. Bunaltıcı bir yaz gününde Yerebatan Sarnıcı’ndaki yeraltı kafesinde çay içmek harikulade bir his.

(iii) Şehri bir Türk vatandaşıyla birlikte gezin. Rehber kitapları harika ve hayalgücü muhteşem ama yanınızda bir (ya da iki) Türk olması size resmen yeni kapılar açıp kente dair algınızı derinleştirecektir. Onlar da yeni şeyler öğrenebilir: bazı İstanbullular hiç metroya binmemiş, maça gitmemiş ya da gece 2’den sonra Beyoğlu’nda dolaşmamış olabilir.

(iv) Yürüyün ve toplu taşıma araçlarını kullanın. İstanbul’da toplu taşıma hesaplı ve gayet kapsamlı. Yolculuk biraz uzun sürebilir ama güzel zaman geçireceğiniz kesin. Hem taksiciler ve park sorunu nedeniyle endişelenmenize gerek kalmaz. Vapurla Kadıköy’e geçmeyi deneyin, Moda’daki Ali Usta’da dondurma yemek için kısa bir yürüyüşün ardından tekrar Marmara Denizi’nin kıyılarına inebilirsiniz- burada iyice yorulana kadar yürüyebilir ardından soluklanmak ya da sadece dalgalara bakmak için durabilirsiniz. Bundan iyisi can sağlığı.

(v) Profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Organize bir şehir turu kısa zaman zarfında pek çok yeri görmek için harika bir seçenek olabilir. Hatta daha da iyisi, Türkçe bir tura katılıp daha detaylı geziler planlayabilirsiniz. Tıpkı kısa süre önce @FestTravel aracılığıyla katılarak Zeytinburnu’ndaki gizemli ve melankolik Balıklı Meryem Ana Rum Manastırı’nı gezmemi sağlayan “Surlar ve Kapılar” turu gibi.

Daha devam edebilirim. İstanbul’u sevme nedenlerimi bir araya getirdiğim #reasonstolikeIstanbul serisine 300’den fazla madde eklerken hiç de zorluk çekmedim. Devamı @leighturnerFCO’da.

1 comment on “#REASONSTOLIKEISTANBUL: En iyi 5 önerim

Comments are closed.

About Leigh Turner

I hope you find this blog interesting and, where appropriate, entertaining. My role in Vienna covers the relationship between Austria and the UK as well as the diverse work of…

I hope you find this blog interesting and, where appropriate, entertaining. My role in Vienna covers the relationship between Austria and the UK as well as the diverse work of the UN and other organisations; stories here will reflect that.

About me: I arrived in Vienna in August 2016 for my second posting in this wonderful city, having first served here in the mid-1980s. My previous job was as HM Consul-General and Director-General for Trade and Investment for Turkey, Central Asia and South Caucasus based in Istanbul.

Further back: I grew up in Nigeria, Exeter, Lesotho, Swaziland and Manchester before attending Cambridge University 1976-79. I worked in several government departments before joining the Foreign Office in 1983.

Keen to go to Africa and South America, I’ve had postings in Vienna (twice), Moscow, Bonn, Berlin, Kyiv and Istanbul, plus jobs in London ranging from the EU Budget to the British Overseas Territories.

2002-6 I was lucky enough to spend four years in Berlin running the house, looking after the children (born 1992 and 1994) and doing some writing and journalism.

To return to Vienna as ambassador is a privilege and a pleasure. I hope this blog reflects that.