Site icon Foreign, Commonwealth & Development Office Blogs

Milletler Topluluğu bir İmparatorluk değil!

Kısa bir süre önce seçilen Gambiya Cumhurbaşkanı ülkesini tekrar Milletler Topluluğuna dahil etmek niyetinde olduğunu açıkladığında (zira bir önceki Cumhurbaşkanı, Gambiya’yı topluluktan çıkartmıştı), twitter takipçilerimden birisi Gambiya’nın tekrar Britanya Sömürgesi olacağını söyledi.

Türkiye’deki bazı insanlar, Britanya İmparatorluğu üzerindeki güneşin hiç batmadığına inanıyor. Ama battı! Hem de adamakıllı battı!

İmparatorluk geçmişimiz, tüm imparatorluklarınki gibi, sorunlu bir geçmiş. Zulüm ve istismar olan bir geçmiş. İrlanda kökenli bir Britanyalı olarak tabii ki bunu yadsımayacağımı tahmin edersiniz.

Ama bu imparatorluk, pek çok ülke ile güçlü bağlar da yarattı. Ve bu bağların en güzel temsil edildiği platform da 13 Mart’ta 68inci yılını kutlayan Milletler Topluluğu’dur. Türkiye’deki Milletler Topluluğu Diplomatik Misyon Şefleri, bazı Türk misafirleriyle birlikte, Milletler Topluluğu’nu kutlamak için bir araya geldiler. Bu arada şunu da belirteyim, Milletler Topluluğunun tam adı, Türkçe sözlüklerde yer aldığı gibi İngiliz Milletler Topluluğu değil!

Pekiyi o zaman Milletler Topluluğu tam olarak nedir? Kriket oynayan ülkeler için özel bir klüp mü? Her ne kadar pek çoğumuz bu akıl sır ermez oyunu oynuyor olsak da hayır… Pekiyi Topluluk ülkeleri, daha önce Britanya sömürgesi olan ülkeler mi? Evet, ya da en azından ilk başlangıcı böyleydi: daha önce Britanya sömürgesi olan ülkelerin bağımsızlıklarını kazandıklarında Milletler Topluluğuna katılmasıyla başladı. Ama başka ülkeler de bu Topluluğa katılabilir. Son katılan iki üye, Ruanda ve Mozambik, Birleşik Krallık sömürgesi değillerdi. Ama en önemlisi şu: Milletler Topluluğu, birbirleriyle yakın bir tarihi bağa sahip olan ülkeleri küresel sınamalarla birlikte mücadele edebilmeleri için ortak özgürlük, adalet ve demokrasi değerlerine dayanan bir şemsiye altında biraraya getirmeyi amaçlıyor.

Milletler Topluluğu dünyanın en aski siyasi devlet derneklerinden bir tanesi. 1949 yılında kurulan kurumun adındaki Milletler Topluluğu ifadesi, örgütün sürekli büyüyen ve çeşitlilik açısından zengin doğasını çok güzel yansıtıyor. Bugün Milletler Topluluğunda, Afrika, Asya, Amerika, Avrupa ve Pasifik olmak üzere altı kıtaya yayılmış 52 üye devlet var. Hep birlikte dünya kara yüzölçümünün dörtte birini oluşturuyoruz! Bu da yaklaşık 2,4 milyar insan ya da bir başka değişle dünya nüfusunun üçte biri demek. Üyelik, özgür ve eşit bir gönüllü işbirliği esasına dayalı.

Gerçekten zengin bir çeşitliliğe sahibiz. Üye ülkelerimiz arasında dünyanın en büyük, en küçük, en zengin ve en fakir üleleri var. Mesela bazı üye ülkelerin nüfusu 1,5 milyon ya da altındayken, Hindistan gibi yaklaşık 1,5 milyar nüfusu olan bir üye ülkemiz de var. Ama tüm bu ülkelerin paylaştığı, çok önemli bir ortak özellik var. Tüm üyelerimiz, Milletler Topluluğu Sözleşmesinde yer alan Milletler Topluluğu değer ve ilkelerini, yani demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü paylaşıyor. Ve üye ülkelerin tüm liderleri, ülkelerinin ekonomisi hangi seviyede olursa olsun Milletler Topluluğu politika ve önceliklerinin şekillendirilmesinde eşit söz hakkına sahip.

Kısacası, şu anda Milletler Topluluğu Başkanı sıfatı – yani pek çok sembolik işlevi kapsayan rolü – şu anda her ne kadar Majesteleri Kraliçe Elizabeth taşıyor olsa da, Milletler Topluluğunun işleyişine ve önceliklerine ilişkin esas kararlar üye devletler tarafından ortak bir şekilde, çok iyi kurulmuş bir sekreterya aracılığıyla alınmakta.

Biz, bu Topluluğun, küresel sorunlar konusunda diğer hiçbir örgütün yapamayacağı kadar net sonuç sağlayabilecek eşsiz bir örgüt olduğuna inanıyoruz. Her iki yılda bir üye devletler, Milletler Topluluğunu ve daha geniş bir çerçevede dünyayı ilgilendiren konuları görüşmek üzere Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları Toplantısında bir araya gelir. Bir sonraki, yani 2018 yılında yapılacak Milletler Topluluğu Zirvesinin ev sahibi Birleşik Krallık olacak.

Bu yılki Milletler Topluluğu Gününün teması “Barış Sağlayan Milletler Topluluğu”. Mevcut Genel Sekreter Barones Patricia Scotland (bu konuma gelen ilk kadın) şunları söyledi: “Dünyada istikrarsızlığın ve belirsizliğin arttığı bir dönemde, Milletler Topluluğu ailesi zengin çeşitliliği ile tüm üyeleri için her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyulan bir güç ve umut kaynağı olmaktadır.”

Geleneksel olarak Milletler Topluluğu, Birleşik Krallık ile yakın bir bağı olan ülkeler grubunu temsil ediyor. Milletler Topluluğu ülkelerinden kuşaklar boyu pek çok insan, Birleşik Krallık’ı kendilerine yuva olarak seçerek, bugün Birleşik Krallık’ın kimliğini oluşturan çeşitliliği, inanılmaz becerileri ve son derece zengin bir kültürel mirası beraberlerinde getirdiler. Bu çeşitliliği Birleşik Krallık’ın pek çok kesiminde, mesela müzikte, mutfakta, modada, sanatta, eğlencede, ve bağlı olduğum Dışişleri Bakanlığında, çok net olarak görebiliyorum. Hatta başında bulunduğum diplomatic misyon personeli içerisinde ataları Kanada, Nijerya, Avusturalya, Yeni Zellanda ve Pakistan’a kadar uzanan (ve eminim, daha da unuttuklarım vardır) pek çok kişi var.

Tabii ki, Milletler Topluluğu kimliğinin kökenlerinin İmparatorluğa dayandığı yadsınamaz. Ama bu, imparatorluk geçmişini çoktan aşmış ve geride bırakmış bir kimlik. Ortak adalet, hukukun üstünlüğü ve demokrasi gibi ortak değerlerimizden ve toplumda ve ekonomide eşit ortaklıktan oluşan bir kimlik bu. Kısacası, herkes için ortak bir zenginlik. Dolayısıyla, Milletler Topluluğu Günümüz kutlu olsun!

Exit mobile version