Avatar photo

Richard Moore

FCO Political Director

8th October 2014 London, UK

NATO Zirvesi'nin ardından

Birleşik Krallık olarak 4-5 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen NATO Zirvesi kapsamında dünya liderlerine ev sahipliği yapmak, büyük bir onur duyduk. Newport halkı ise güzel ülkelerini göstermek için dünyayı Galler’de ağırlamaktan büyük keyif aldı. 26 NATO Müttefikinin (tabii ki Türkiye ve Birleşik Krallık da dahil) bir araya gelerek, tek bir vücut olduğumuzu göstermeleri gerçekten önemli bir andı. Dünya, NATO’nun neyi simgelediğini gördü: demokratik değerler, barış ve istikrar. Ve Zirveye katılan liderler, ne İslami ne de devlet olan IŞİD’in ve El Kaide’nin Irak ve Suriye’deki tehdidinin boyutları ve doğası konusunda oldukça netti.

s960_image

Suriye’deki krizin dramatik insani sonuçlarının altını çizen Müttefikler, Türkiye’nin 1.5 milyon Suriye’li mülteciye ev sahipliği yaparak gösterdiği cömertliği vurguladı. Patriot füzelerinin Türkiye’ye yerleştirilmesi ise “NATO’nun Müttefiklerine yönelik her tür potansiyel tehdide karşı caydırma ve müttefikini savunma yönündeki kararlılık ve kabiliyetinin güçlü bir göstergesi” oldu.

Zirvenin anahtar önceliklerinden birisi ise, NATO’nun Rusya-Ukrayna krizine nasıl yanıt vereceğiydi. Liderlerimiz bir araya geldiği sıralarda bile Rusya Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ihlal etmeyi sürdürdü. NATO Müttefikleri, Devlet Başkanı Putin’in hareketlerinin mazur görülemez, yanlış ve yasadışı olduğu yönünde açık ve net bir mesaj verdi. NATO’nun, egemen bir ulus olarak Ukrayna’nın kendi kararlarını verebilme hakkını desteklediğini açıkça ortaya koydular.

İttifak, tehdit altında olan her üyemize karşı üzerimize düşen NATO paktı yükümlülüklerini yerine getireceğimiz konusunda Doğu Avrupalı Müttefiklerimize güvence verebilmek için de bir takım tedbirler aldı. Zirvenin en önemli sonuçlarından biri Hazır Olma Durumu Eylem Planı üzerinde mutabakat sağlanması idi. Bu, NATO sınırlarındaki sınamalara müdahale etme kabiliyetine sahip yeni, hızla sevk edilebilecek ve çok uluslu bir kuvvet oluşturulmasını sağlayacak. Böylece, tüm Avrupa’daki üyelerimiz NATO’nun olaylar karşısında hızla ve sağlam bir şekilde hareket edebileceğini – ve ortak güvenliğimizin her zaman olduğu gibi güçlü olduğunu görmüş olacak.

Bir başka önceliğimiz ise, açık ve gizli askeri, yarı-askeri ve sivil tedbirlerin alındığı hibrid savaşlar gibi sürekli değişen ve çoğalan tehditler karşısında NATO’yu nasıl daha güçlü hale getirebileceğimiz üzerinde anlaşma sağlamaktı. Tabii ki bunun için yatırım lazım. GSMH’lerinin %2’sini halihazırda savunma için harcamayan NATO üyeleri Galler’de, savunma harcamalarındaki düşüşü durdurmayı ve önümüzdeki on yıl içerisinde %2’lik harcama seviyesine ulaşmayı kabul etti. Birleşik Krallık bu hedefi tutturmuş durumda ve Türkiye ise tutturmak üzere. Bu karar, diğer ülkeleri de bu yüksek standartları yakalamaya itiyor. Ayrıca müttefikler savunma bütçelerinin beşte birinin ekipmanın iyileştirilmesi için kullanılmasını da kabul etti. Bu mutabakat, NATO’nun her tür tehdide karşı daima güçlü ve donanımlı olmasını sağlayacak.

Tüm bunlara ek olarak, NATO, Ürdün, Moldova, Gürcistan ve – koşullar düzelir düzelmez – Libya’daki güvenlik güçlerine eğitim ve mentorluk sağlamak için uzmanlığını kullanmayı da kabul etti. Ayrıca NATO, Irak Hükümeti hazır olunca Irak’a savunma alanında kapasite geliştirme misyonu gönderecek. Dünyanın dört bir yerindeki ülkelere yardım etme yönündeki bu uzun vadeli taahhüt, sadece değerlerimiz açısından değil aynı zamanda kendi güvenliğimizi korumamız açısından da hayati bir öneme sahip.

NATO’nun Zirve kapsamında kabul ettiği bir başka öncelikse, Afganistan’daki Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti’nin (ISAF) görevinin sonlandırılması oldu. Duygusal bir törenle Zirve’de, ISAF misyonunun Afganistan’nın ilerleme kaydetmesini mümkün kalan başarı ve fedakarlıklarını anıldı. Müttefikler, Afganistan’ı destekleme konusundaki devam eden kararlıklarını yineledi.

NATO liderleri, yayınladıkları Silahlı Kuvvetler Bildirgesiyle kadın ve erkek askerlerimizin görevlerine bağlılık ve fedakarlıklarını anarak askerlerimizin hizmetine hak ettiği değer ve desteği vereceklerini vurguladı. Bu, Birleşik Krallık için kilit bir öncelik olduğundan Ocak ayında Türkiye’ye döndüğümden bu yana, Türklerin gazilerinden ne çok gurur duydukları ve onlara ne çok değer verdiklerini görmek beni çok etkiledi.

Zirve, ki NATO tarihindeki en önemi zirvelerden biriydi, NATO’nun karşı karşıya olduğumuz  önemli ve değişken sınamalara çok etkin bir şekilde müdahale edebileceğini gösterdi. Zirve, İttifakın kararlı ve bir bütün olduğunu; değişen tehditlere adapte olabilme kabiliyetine sahip olduğunu; ve halklarının güvenliğimi korumaya kararlı olduğunu gösterdi. Birleşik Krallık ve Türkiye halkları, askeri ittifakların en başarılısı olan bu paktın bir üyesi olduğu için gurur duymalı.