27th May 2014 London, UK
Türkiye’nin acısını paylaşıyoruz
Geçen hafta Soma’daki maden kazası gerçekleştiğinde, her yıl düzenlenen Birleşik Krallık Diplomatik Misyon Şefleri Liderlik Konferansına katılmak üzere İngiltere’deydim.
Kazanın çok ciddi olduğu hemen anlaşıldı ve haberler hızla daha kötüleşmeye başladı. Şu anda 301 madencinin hayatlarını kaybettiğini biliyoruz. Soma gibi küçük bir yerde (kısa süre önce Bergama’dan Ankara’ya dönerken bu şehirden geçmiştim) bu kadar kişinin hayatını kaybetmesi korkunç olmalı. Kazanın etkilemediği aile hemen hemen kalmamıştır.
Birleşik Krallık’ın gurur duyduğu eskiye dayanan bir madencilik geleneği vardır. Kömür madenciliği, 19. yüzyılın başında Birleşik Krallık’ın bir sanayi ülkesi olmasını sağlayan Sanayi Devrimi’nin gerçek anlamda itici gücü oldu. Kömür madenlerimizin çoğu 1980 ve 1990’larda kapatıldı, ancak Soma’daki gibi üç adet derin ocak madeninden hala kömür çıkarıyoruz. Kaza, Birleşik Krallık’ın bu tarihi mirası nedeniyle büyük yankı uyandırarak Birleşik Krallık’ın televizyon ve gazetelerinde geniş yer aldı. Majesteleri Kraliçe Elizabeth, Başbakan David Cameron ve çok sayıda diğer üst düzey hükümet yetkilisi içten başsağlığı dileklerini gönderdi.
Birleşik Krallık ziyaretimi kısa keserek Ankara’ya döndüm. Böyle bir zamanda ekibimden uzakta kalmayı istemedim. Döndüğümde büyükelçilikte çok hüzünlü bir hava vardı. Türkiye’deki Bileşik Krallık diplomatik ağında benim için çalışan kişilerin çoğunluğu Türklerden oluşuyor. Sıkıntı ve acı hissi aşikardı. Ailelerin, duygulardaki bu dayanışmayı hissetmelerini çok isterdim. Cuma günü sabah saat 11’de saygı ve yas nedeniyle yarıya indirilen Birleşik Krallık bayrağı önünde bir dakikalık saygı duruşu yaptık.
Şimdi Türkiye’nin önünde işe geri dönme gibi zor bir görevi var. Soma’daki aileleri kimse unutmayacak ve Türklerin böyle bir kazanın tekrarlanmasına hiçbir zaman izin vermemeye kararlı oldukları konusunda güçlü hislerim var. Ancak herkesin normal rutin işlerine dönmesi gerekiyor. Biz de Birleşik Krallık diplomatik ağı olarak bu hafta İstanbul’da The Seed’de GREAT Yaratıcılık Festivali’ne destek vermek üzere yoğun çalışacağız. Soma nedeniyle keyfimiz yerinde değil. Faaliyeti, planladığımızdan daha hüzünlü bir ruh hali içinde yürüteceğiz. Örneğin, açılış resepsiyonumuzu kısa bir anma faaliyetiyle değiştirdik. Dünyaca ünlü şarkıcı Katherine Jenkins bu faaliyette sahne alacaktı. Kendisi yine sahne alacak ancak bu performans Soma’yı anma şeklinde yapılacak ve İngiliz şirketler söz konusu ailelere yardım desteği vermeye çalışacak. Katherine gururlu bir Galli kadın ve Birleşik Krallık’ın köklü bir maden geçmişi olan bir bölgesinin temsilcisi olarak müzik yoluyla yapılacak bu anma faaliyetini gerçekleştirmesi özellikle uygun. Bunu yapmayı kabul etmesi nedeniyle kendisine minnettarım.
Daha sonra festival başlayacak. Bu festival Türkiye ve onun parlak geleceği için Birleşik Krallık’ın desteğini gösteren önemli bir durumdur. Türkiye’ye inanıyoruz ve bu nedenle sağlık hizmetleri, yiyecek ve içecek, moda, imalat, tasarım, eğitim, bilim ve daha pek çok alandaki en iyi ve en başarılı yaratıcı yeteneklerimizi buraya getirerek Türk dostlarıyla ortaklık kurma olasılığını araştırmalarını sağlıyoruz. Soma’da yaşananların ışığında, bu faaliyet geçen hafta öncesine göre daha ciddi bir şekilde yapılacaktır. Ancak yine de saygı çerçevesinde yoğun bir fikirler buluşması olacağını umut ediyoruz. Aynı zamanda iki ülkenin gelecek yıllarda onlar için faydalı olacak başarılı ortaklıklar kurmaya devam etmesine yardım edecektir.