This blog post was published under the 2010 to 2015 Conservative and Liberal Democrat coalition government

Avatar photo

Richard Moore

FCO Political Director

9th May 2014 London, UK

Kırım’ın yasadışı ilhakını görmezden gelerek destekleyemeyiz

Üç haftadan daha kısa bir süre içerisinde, Ukrayna halkı ülkenin gelecekteki yönünü belirleyecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandıklara giderecek. İtibarlı seçim anketi firmalarına göre, %80’in üzerinde Ukraynalı 25 Mayıs’ta oy kullanacağını söylüyor.

İstikrarsızlaştırma, engelleme ve korkutma girişimlerine rağmen, seçim hazırlıkları devam ediyor. Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğünü zayıflatma girişimlerine rağmen devam ediyorlar. Böyle bir ortamda, başarılı bir oylama her zamankinden çok daha büyük bir önem kazanıyor.

map

Birleşik Krallık olarak, daha refah, hesap verebilir ve demokratik bir geleceğe doğru ilerlemesi için Ukrayna’ya elimizden gelen tüm desteği sunuyoruz. Fakat, Ukrayna’yı bu geleceğe kimin taşıyacağı kararı, tamamen onlara ait ve halk, bu kararı herhangi bir istikrarsızlık ve tehdit korkusu taşımadan verebilmeli.

İstikrarlı, demokratik bir Ukrayna’ya verilen destek açık: bu destek, AB’den, Amerika Birleşik Devletleri’nden ve Türkiye gibi NATO müttefiklerinden geliyor. Uluslararası topluluk Ukrayna’nın karşı karşıya olduğu sınamaları ya da ihtiyaç duyduğu yardımı kesinlikle küçümsemiyor.

Nisan ayında IMF, acil mali gereksinimlerini gidermesine ve ihtiyaç duyduğu reformları başlatmasına yardımcı olabilmek için Ukrayna’ya kredi vermeyi kabul etti. Birleşik Krallık, eski Cumhurbaşkanı Yanukovych ve yandaşları tarafından talan edilen fonların takibi için Scotland Yard’dan uzman polislerini gönderdi. Bu varlıkların, gerçek sahiplerine, yani Ukrayna halkına iade edildiğini görmek istiyoruz. Tabii ki bu, zaman alacak zorlu bir çalışma olacak ama geçtiğimiz hafta Londra’da yapılan Ukrayna Varlık Geri Kazanım Oturumu ile bu sürece daha büyük bir ivme kazandırdık.

Önümüzdeki üç hafta zorlu geçecek. Sloviansk, Odessa ve ülkenin diğer bölgelerinde şiddetli çatışmalar devam ediyor. Düzinelerce insan yasadışı bir şekilde kaçırılarak gözaltına alındı ve pek çok siyasi aktivist ortadan kayboldu. Gazeteciler ise ya rehin alınıyor ya da korkutuluyor.

Özgür ve bağımsız medyanın, (doğru işleyen her demokraside olduğu gibi) herhangi bir tehdit korkusu taşımadan meşru işini yapabilmesi şarttır. Ve, Ukrayna’da ve dünyanın dört bir yanındaki insanların kendi kararlarını verebilmeleri için durumla ilgili açık ve dürüst bilgiye erişimlerinin olması da şarttır.

Yoğun kışkırtmalara rağmen gösterdikleri itidalden dolayı Ukraynalı yetkilileri tebrik ediyorum. Masum vatandaşları riske atmamaya çalışırken, silahlı ve şiddet içerikli yasa dışı uygulamalara kararlı bir şekilde karşılık vermenin yadsınamayacak zorluklarının farkındayım.

Geçtiğimiz ay Cenevre’de yapılan anlaşmanın ardından, Ukrayna Hükümeti istikrar ve uzlaşma sağlamak için çok önemli adımlar attı. AGİT ve Avrupa Konseyi’nin ortak değerlerine bağlı kalarak Tatarların ve diğer halkların haklarını koruma sözü verdi; Ukrayna’nın doğusundaki olaylara karışanlar için af ilan etti; Rus dili için özel bir statü önerdi, ve; anayasal reform ve ademimerkeziyetçilik konularını tartışmaya açtı. Birleşik Krallık olarak bizim de Kuzey İrlanda’daki barış süreci deneyimimizden öğrendiğimiz üzere, bu gibi krizlerde toplumun her kesiminden tüm grupları kapsayan bir diyalog kurulması şarttır.

Şimdi tüm dünyanın gözü, Cenevre taahhütlerini yerine getirme konusunda Ukrayna’nın adımlarına eş adımlar atması için Rusya’ya çevrilmiş durumda.

Rusya, birliklerini geri çekmelidir. Doğu Ukrayna’daki yandaşlarının rehineleri salıvermelerini, silahı bırakmalarını, kışkırtmalara bir son vermelerini, işgal ettikleri binaları terk etmelerini ve meşru, demokratik süreçlerin işlemesine izin vermelerini sağlamalıdır. Ve, Kırım’ı yasadışı olarak ilhak etmekten vazgeçmelidir.

Rusya, Ukraynalıların Moskova’nın propaganda makinesinden yayılan yanlış bilgilere kanmayacağını bilmelidir. Ukrayna halkının büyük bir çoğunluğu, bağımsız bir Ukrayna’da yaşamak istiyor.

Uluslararası topluluk ise yirmi yıl boyunca, dünyanın en sıkıntılı sorunlarından bazıları için gerçekten bir fark yaratabilecek şekilde, ilişkileri yeniden inşa etmeye çalıştıktan sonra Moskova’nın tekrar tek başına kaldığını görmek istemiyor. Fakat, Kırım’ın yasadışı ilhakı ile Ukrayna’nın egemen topraklarının parçalanması girişimlerine de sessiz kalıp göz yumamayız.

Ne de Doğu Ukrayna’da istikrarsızlık ve huzursuzluk yaratma girişimlerine sessiz kalıp göz yumabiliriz. Bu yüzden, sürekli olarak Rusya Federasyonu’na Ukrayna’daki girişim ve müdahalesinin istenmeyen sonuçlar doğuracağını anlatmaya çalıştık. Moskova’nın sadece topraklarından uçup giden devasa sermayeyi, borsasındaki büyük düşüşü, yükselen enflasyonunu ve kredi notunun düşürülmesini düşünmesi yeter. Ve, uluslararası topluluğun daha fazlasını yapmaya da hazırlıklı olduğu konusunda ise hiçbir şüphesi olmamalı.

Krizi hafifletme sorumluluğunun büyük bir kısmı Moskova’ya ait ama Ukrayna’nın geleceğini seçme sorumluluğu ise sadece Ukraynalıların.

Uzun vadede, zafer kazanacak olan, Ukrayna halkı olacak: Odesa’nın denizcileri, Donbass’ın madencileri ve Kyiv ve Lvov’un sakinleri…

Bu, silah zoruyla olmamalı. Bu zaferi, modern, demokratik ve Avrupa değerlerini ve şeffaflığı kucaklayıp yozlaşmayı kınayan bir toplum olmanın getirdiği yaşam standartlarındaki kademeli iyileşme ile kazanacaklar.

Ve Ukrayna kiminle iş yapacağını seçmek zorunda da bırakılmamalı. Kimse Doğu ya da Batı dayatmasında bulunmamalı. Tüm sınırlarından ticaret yapan, 46 milyon nüfusa sahip refah ve istikrarlı bir ulus, Birleşik Krallık’ın, Türkiye’nin ve bölgedeki herkesin çıkarına olacaktır.

Türk okuyuculara, AB ile iş yapmanın, ekonomik büyümenin kanıtlanmış bir yolu olduğunu söylememe tabii ki gerek yok. Türk firmaları, AB ile çok büyük bir ticaret ve yatırım hacmine sahip. Dünyanın en büyük tek pazarına olan yakınlığı Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik başarısına katkı sağlayan en önemli etkenlerden biri oldu.

Ve bulunduğumuz şu noktada Ukrayna’daki seçimler, Ukrayna için yeni bir başlangıç fırsatı sunuyor. Uluslararası topluluk olarak bizlerse, geleceklerine karar verecekleri bu dönemde Ukrayna halkının yanında olmaya devam edeceğiz.