Türkiye’de 4.5G olarak bilinen yeni yüksek teknoloji servisinin sunulabilmesi için gerekli yeni frekansları sağlamak adına üç Türk Mobil Telekomünikasyon şirketi teklifte bulundu. Milyarlarca Euro el değiştirdi ve şirketler çeşitli paketler ve bant genişliği tahsisleri elde etti. Peki kazanan kim?
Geçen Şubat ayında yayınlanan ‘Türkiye’de ticaret: Oyunun kuralı’ başlıklı yazımda, tüm ülkeler için, doğrudan yabancı yatırımlarda kazanan olmak için eşit şartlarda rekabet etmenin ne kadar önemli olduğunun altını çizmiştim.
Eşit şartlarda rekabet etmek, iş dünyasında katılımcı tüm şirketlerin eşit şartlara sahip olması anlamına gelmektedir.
Güzel haber ise 26 Ağustos tarihinde yapılan 4.5G ihalesinin, özgür, adil ve eşit şartlarda rekabet ortamına somut bir örnek oluşturmasıydı. Sonuç Türkiye için de önemli oldu.
Öncelikle ihale sayesinde Türkiye modern iletişim teknolojilerinde rekabetçi küresel bir ekonomik güç olma yolunda önemli bir adım attı. Yeni frekanslar Türkiye’nin ekonomideki başarısına destek olarak daha gelişmiş geniş bantlı mobil teknolojileri mümkün kılacak, yatırım ve iş imkanını arttıracak ve dijital devrimi hızlandıracak. Her üç firma da memnun olduklarını iletti.
İkinci olarak, ihalenin eşit şartlarda bir rekabet ortamında gerçekleşmiş olması yabancı yatırımcılara Türkiye’de iş yapma şartları hakkında önemli bir mesaj vermektedir. İhalenin adil ve şeffaf olarak gerçekleşmiş olması gelecekte Türkiye’ye gelecek yatırım miktarını arttıracaktır.
Yani 4.5G ihalesini kim kazandı sorusunun cevabı, Türkiye kazandı.
Leigh Turner’ı @LeighTurnerFCO hesabından takip edebilirsiniz.