This blog post was published under the 2015 to 2024 Conservative government

Avatar photo

Leigh Turner

Ambassador to Austria and UK Permanent Representative to the United Nations and other International Organisations in Vienna

23rd July 2015

Deep Purple ve Joan Baez: nasıl ilham alınır?

Picture1Hangarı andıran bir konser salonunda, saçlarına kır düşmüş eski bir rakçı, “Smoke on the water” parçasının açılış akorlarını çalıyor. Minyon bir folk şarkısı efsanesi ise, açık havadaki arenada ayışığı altında tek başına folk şarkıları söylüyor. Aralarında nasıl bir bağlantı olabilir ki?2011 yılında, “Deep Purple’den Hayat Dersleri” başlıklı bir blog yazmıştım. Bu ay da, Woodstock’un tecrübeli ismi ve yorulmak bilmez parçası  Joan Baez’i İstanbul’daki muhteşem açık hava tiyatrosunda dinleme imkanı buldum. Her ikisi de kendi tarzlarında çok büyüleyiciydi.Deep Purple’de beni en çok etkileyen şu oldu: bir websitesinin “hiç bitmeycekmiş gibi görünen sahne değişimlerinin ve şatafatlı progresif rocktan kulakları sağır eden heavy metale kariyer-ortasında yaptıkları dramatik geçişin ardından Britanya hard rock camiasını tam anlamıyla yansıtan gerçek bir kurum olarak yükseldi” olarak tanımladığı bu grubun sahnedeki üyeleri son derece sade insanlardı. Raydan çıkan diğer ünlülere bakacak olursak, bunu nasıl başardıklarını sorduğumdaysa bana sırlarını, “kendini asla fazla ciddiye almamalısın” olarak açıkladılar. Bence bu, rock yıldızı, politikacı ya da diplomat olsun, herkesin dikkate alması gereken bir tavsiye.
Picture1
Joan Baez’in İstanbul’a geleceğini duyduğumda, itiraf etmeliyim ki 74 yaşındaki Baez’in Woodstock 1969’daki kadar sıradışı bir performans sergileyebilir mi gibi endişelerim vardı. Hiç de öyle değilmiş. Sahnesini, daha sonradan Wilson Pickett’in “Land of 1,000 dances adlı eseri olduğunu öğrendiğim (yanılıyorsam düzeltin lütfen) yavaş bir parçayı enstrümansız söyleyerek açtı. 90 saniye içerisinde, 5000 kişilik kalabalık izleyici grubu kendisine eşlik etmeye başlamıştı bile. Daha sonra aralarında Bob Dylan’ın şarkılarının da olduğu folk şarkıları ve klasiklerle devam etti ve yerel sanatçıları sahneye davet ettiği iki Türkçe şarkıyı seslendirirken, tahmin edilebileceği gibi, salon yıkılyordu.
Konserden çıktığımda, olgun bir sanatçının böylesine bir enerji, canlılık ve yeteneğin yanı sıra yanındakilerin performanslarını sergilemesine izin verecek kadar da büyük bir mütevazılığa sahip olduğunu görmüş olmak beni gerçekten büyülemişti.
Dolayısıyla, Joan Baez konserinden çıkardığım dersler şunlar: elinizdeki yetenekleri kullanmayı bırakmayın. Başkalarının da parlamasına izin verin. Alçakgönüllülüğünüzü koruyun.

Deep Purple, eminim ki gurur duyardı.

Leigh Turner’i Twitter’daki  @leighturnerFCO hesabından takip edebilirsiniz.

5691361926_cfbedb6551_b

About Leigh Turner

I hope you find this blog interesting and, where appropriate, entertaining. My role in Vienna covers the relationship between Austria and the UK as well as the diverse work of…

I hope you find this blog interesting and, where appropriate, entertaining. My role in Vienna covers the relationship between Austria and the UK as well as the diverse work of the UN and other organisations; stories here will reflect that.

About me: I arrived in Vienna in August 2016 for my second posting in this wonderful city, having first served here in the mid-1980s. My previous job was as HM Consul-General and Director-General for Trade and Investment for Turkey, Central Asia and South Caucasus based in Istanbul.

Further back: I grew up in Nigeria, Exeter, Lesotho, Swaziland and Manchester before attending Cambridge University 1976-79. I worked in several government departments before joining the Foreign Office in 1983.

Keen to go to Africa and South America, I’ve had postings in Vienna (twice), Moscow, Bonn, Berlin, Kyiv and Istanbul, plus jobs in London ranging from the EU Budget to the British Overseas Territories.

2002-6 I was lucky enough to spend four years in Berlin running the house, looking after the children (born 1992 and 1994) and doing some writing and journalism.

To return to Vienna as ambassador is a privilege and a pleasure. I hope this blog reflects that.