Site icon Foreign, Commonwealth & Development Office Blogs

Kırım Tatarları: Baskı, Sindirme, Korku ve Güvensizlik

Crimea

Bir ülke, komşu ülkenin toprak bütünlüğünü tanıdığını ve buna saygı duyacağını taahhüt ettiği anlaşmalara rağmen, o ülkenin topraklarına el koymak için yasadışı olarak askeri güç kullanıyor. Fiilen kontrolü ele geçirince de, yeni otoriteler Türkiye ile güçlü bağları olan önemli bir etnik azınlığı sistematik olarak baskı altında tutmaya ve tehdit etmeye başlıyorlar.

Ve bu, burada, Avrupa’nın göbeğinde meydana geliyor.

Nisan 2014’te “Ukrayna neden önemli ve bundan sonra neler olacak” başlıklı bir blog yazmıştım. O blogumda, keyfi tutuklama ve işkence de dahil, Birleşmiş Milletlerin Rusya’nın kontrolündeki Kırım’da insan haklarıyla ve Tatar halkıyla ilgili endişelerine değinmiştim.

Dolayısıyla, Kırım Tatarları’nın maruz kaldığı insan hakları ihlalleri hakkında bilgi toplamak üzere Nisan ayında Kırım’ı ziyaret eden gayr-i resmi Türk Heyetinin  5 Haziran’da yayınladığı raporu okuduğumda bir hayli şaşırdım. Rapor, sayıları 250,000’i bulan, ya da bir başka ifadeyle 2,4 milyon olan Kırım nüfusunun yaklaşık %10’unu oluşturan Kırım’daki Tatar azınlığın maruz kaldığı sistematik taciz ve baskının kanı donduran bir resmini çiziyor.

Rapor internette mevcut. Raporu özetlemeye çalışmaktansa, bazı bölümleri direk aktarmak istiyorum:

Raporda ayrıca, heyetin Kırım’a yaptığı ziyaret sırasında akrabalar ve ailelerle görüşmelerinden elde ettiği, bu süreçte öldürülen ya da “kaybolan” Kırım Tatarlarının bir listesi de veriliyor.

Onbeş yılını geride bıraktığımız 21. yüzyılda  Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin Tatar halkının insan haklarında ne kadar korkunç ihlallere yol açtığını ilk elden okumak gerçekten çok üzücü. Rapor, ilhakın ardından bir yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, Rusya’nın müdahalesi yüzünden yasadışı olarak ilhak edilen Kırım’da Tatartların hala acı çektiğini çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor.

Leigh Turner’ı Twitter’da takip edin @leighturnerFCO

Exit mobile version