Türkiye ne kadar demokratik ve ekonomik açıdan ne kadar başarılı ve istikrarlı olursa Büyük Britanya için bir o kadar iyi olur. Çünkü, serbest piyasa ekonomisini ve yabancı yatırımı destekleyen ülkeler her zaman için önemli ticari ortaklardır ve unutulmamalıdır ki ticari ilişkilerin geliştirilmesi tüm ülkelerin yararınadır. Aynı zamanda, demokrasi, istikrar ve refah çoğu zaman eş zamanlı gelişir. Winston Churchill’den alıntı yapacak olursak, Winston Churchill, “demokrasi, idarenin en kötü biçimidir, ama zaman zaman denenmiş diğer idare biçimlerini saymazsak tabii” demiştir.
Türkiye’yi sevmemizin bir başka nedeni ise Türk şirketlerin bölgede faal olmasıdır. Istanbul’daki Başkonsolosluğumuzun ve Ankara’daki Büyükelçiliğimizin Türk şirketleriyle olan ilişkiler de dahil olmak üzere ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi için Güney Kafkaslar ve Orta Asya Büyükelçiliklerindeki meslektaşlarımız ile nasıl yakın çalıştıklarını ve diğer ticari firsatlarla ilgili paylaşımlarımı daha önceki bir yazımda dile getirdim.
Sonuçlar iyi: Bir İngiliz mimari firmasının Türkiye ve Azerbaycan’da bağlantılar kurmasına yardımcı olduk. Aynı zamanda, İngiliz/Türk müteahhitlik firmaları arasında 3. pazarlarda işbirliklerinin geliştirilmesi amacı ile MÜSİAD ile bir anlaşma imzaladık. (bununla ilgili olarak @leighturnerfco twitter hesabımda ‘Türkiye ile ticaret yapmak için 10 iyi neden’ paylaştım – umarım twitter hesabımı takip ediyorsunuzdur). Bu yılın sonuna doğru, Kuzey Irak’ta iş yapan Türk inşaat firmaları ile yeni bir işbirliği etkinliği planlamaktayız.
Ticari ilişkilerin geliştirilmesi herkesin yararına, Türk şirketlerle ortak pazarlarda çalışabilirsek, bu daha da büyük bir başarı olacak. Hadi o zaman şimdi işe koyulalım.