15th March 2013
Türkiye, İzlanda, basın özgürlüğü ve Google’ı birbiri ile ilişkili kılan nedir?
Kısa bir sure önce yazdığım blogum “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi: Türkiye” Türkiye’ye geldiğimden beri yazdığım bloglar arasında en çok okunan oldu. Dolayısıyla tüm ülkelerin basın özgürlüğü, kendilerine özgü güvenlik endişeleri ve toplum genelinde geniş destek alacak bilginin kontrol edilme seviyesi konularında yakalamaları gereken denge ile ilgili son raporlarla ilgileniyorum.
Atalarımızın düşünebileceğinin çok ötesinde bir bilgiye erişmemizi sağlayan internet, fırsatlar kadar bazı zorluklar da sunuyor. İngiliz gazetesi The Observer, ulusal görüşler alındıktan sonra İzlanda’daki – liberalliği ile bilinen bir toplum- şiddet içeren internet pornografisinin yasaklanması planlarıyla ilgili bir haber yaptı. Yorumcular, bu girişimin ifade özgürlüğü ile İzlanda’daki çoğu insanın saldırgan bulduğu içeriği yasaklama arasındaki denge konusunda zorlu kararlar gerektireceğine dikkat çektiler.
Bu arada, Türk hükümeti , cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023’e kadar ortalama geliri 25.000 dolara çıkarmayı hedefleyen iddialı planlar açıkladı. Türkiye’yi bölgenin yüksek teknoloji merkezi yapacak endüstrilerin gelişmesine destek verilmesi bunun gerçekleşmesine yardımcı olmak amacıyla geliştirilen yöntemlerden biri.
Bu önemli ve çok anlamlı bir hedef. Büyümek için alan mevcut. Boston Consulting Group’un yakın zamanda gerçekleştirdiği bir çalışmaya göre, OECD verileri dikkate alındığında internet ekonomisi Türkiye GSYİH’sinin %1,7’sini oluşturuyor. Örneğin İngiltere için bu rakam %8,3.
Buradaki zorluk, Türkiye’nin kimi zaman internetin göreceli olarak sıkı şekilde kontrol edildiği bir ülke olarak algılanıyor olması. Örneğin 2007 ve 2008’de popular web sitesi YouTube, Türkiye’de birkaç kez yasaklanmıştı. Google’ın 6 aylık “Şeffaflık Raporu”nun Ocak-Haziran 2012 versiyonunda, Google’ın aldığı içerik kaldırma talebinin önceki rapor dönemine göre %1000 arttığı belirtildi.
Çok sayıda ülkenin buna benzer konularla uğraşıyor olması bu konuların ne kadar da zorlu olduğunu gösteriyor. Örneğin bazı raporlara göre çok sayıda Türk YouTube’un yasaklanmasını onayladı çünkü yasaklar çok sayıda insanın saldırgan bulduğu içerikler barındıran sitelere yöneltilmişti. Eğer ülke ekonomik büyümeyi hızlandırmak için internetin sunduğu fırsatlardan en yüksek faydayı sağlamak istiyorsa, şirketlerin bulut uygulamaları gibi son teknolojilere erişmelerine izin verilirken yasal düzenlemelerde en üst seviyede anlaşılırlık yakalamak, Türk yasal düzenleme çerçevesinin önemli bir parçası olacaktır.