Misafir Blog, Nadia Hashmi, iç politika ve insan hakları konularından sorumlu 2.Katip, Birleşik Krallık Büyükelçiliği, Ankara, Türkiye
10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini kabul etmiş ve o günden sonra 10 Aralık tarihi bütün dünya ülkelerinde ‘İnsan Hakları Günü’ olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini 18 Mayıs 1954’de onayladı. Geçen on yılda Türkiye insan hakları konusunda Avrupa Birliğine katılma konusundaki bağlılığını yansıtan önemli bir ilerleme kaydetti. İdam cezasını kaldırdı, hapishane koşullarını iyileştirdi, Kürt dili üzerindeki yasakları hafifletti ve yakın zamanda da kadına karşı şiddetin azaltılması hususunda yeni bir yasa geçirdi. Sözü edilen yeni Anayasa da insan haklarınının Türkiye’de hem yasal alanda ve sosyal yaşamda yüceltilmesi için nesiller boyunca bir kere gelebilecek bir fırsat sunmaktadır.
Birleşik Krallık Türkiye’nin insan hakları reformlarının sıkı bir destekçisidir. Yargının bağımsızlığı, iyi yönetim ve uluslararası standartlara uygun etkin bir biçimde uygulanan yasal refomlar hayati önem taşımaktadır. Ankara’daki İngiltere Büyükelçiliği kadın hakları, lezbiyen ve gay hakları konusunda farkındalık yaratılması ve Türk kadınının şiddet ve ayrımcılıktan korunması için eğitim çalıştaylarına ve çalışma ziyaretlerine destek vermiştir. Bu alanda Türk ortaklarla çalışmak en büyük dileğimizdir, bu nedenle en kısa zamanda sivil toplum kuruluşlarını çalışmalarında yardımcı olmak adına tarafımızca yürütülen fonlara başvuruda bulunmaları için elçiliğimize davet edeceğiz. Ufak miktarlar bile önemli etkiler yaratabilir, buna örnek olarak da yakın zamanda Van’da depremzedelerin sosyal yardım alabilmeleri için kendi finansmanımızla kurduğumuz Kadın Merkezi’ni gösterebiliriz.
İşimin en ödüllendirici kısmı ise ülkelerinde temel hakların sağlandığını görmeyi arzulayan ve bu uğurda çalışan Türk insanları ile tanışmak. Bunların arasında aktivistler, parlamenterler, gönüllüler, topluluk liderleri, ve akademisyenler var. Birçok ülkede olduğu gibi, çoğu ne bir takdir ne de bir ücret almadan yapıyor tüm bunları ve çalışmalarına yorulmadan devam ediyor. Yaptıkları çalışmaların kamuoyu tarafından farkedilmeye başlandığını görmek ve bunun insanlara ayrımcılık tehdidi olmadan hayatlarını sürdürmeleri konusunda ne şekilde bir yardım sağladığını görmek umut verici.
Geçenlerde Türkiye’de isim sahibi kişilerden ‘Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü’ dolayısıyla yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projesine katkıda bulunmalarını istedim ve çok sayıda kişinin katkıda bulunması beni çok etkiledi.
Türkiye, Birleşik Krallık ve Avrupa için önemli bir ortak. Ülkenin geleceği ve bölgesel istikrar için insan hakları reformları için bir yol haritası çizilmesi büyük önem taşımaktadır. Türkiye’nin devam eden reform serüvenin de Türkiye ile çalışmaktan çok memnunum.