Site icon Foreign, Commonwealth & Development Office Blogs

İstanbul’da 48 saat

Cuma günü saat gece yarısını çoktan geçti ve ben İstanbul Atatürk Havalimanı’nın dışında Londra’dan gelen Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı Avrupa Bakanı David Lidington’ı karşılamak üzere bekliyorum. Havaalanı, 2 bin yılı aşkın bir süredir Avrupa ve Asya arasında köprü olan bu kente akan yolcularla dolu.

Türkçe öğrenen bir kişinin öğrendiği ilk kelimelerden biri kalabalık, yani İngilizce anlamıyla ‘crowded’. Atatürk Havalimanı’ndaki trafiğin yoğunluğu, kentin tıklım tıklım kaldırımları, otelleri ve kongre merkezleri, İstanbul’un – tıpkı Türkiye’nin geri kalanı gibi – 21’inci yüzyılda iş dünyasında ve siyasette oynadığı kilit rolün göstergeleri.

Bu görüntü aynı zamanda Birleşik Krallık’ın Türkiye’yi neden ekonomik, kültürel ve siyasi bağlarımızı daha da güçlendirmemiz gereken önde gelen gelişmekte olan güçlerden biri olarak tanımladığını açıklamaya da yardımcı oluyor.

Bakan Lidington’ın gelişini çevreleyen 48 saat bunun ne anlama geldiğine yardımcı oluyor. Perşembe akşamı Ticaret ve Yatırım Bakanı Lord Green gelir gelmez Kuzey İrlanda, Londra ve Güney Doğu’dan gelen İngiliz iş heyetlerinin networking etkinliğine katılıyor. Cuma günü Lord Green İngiliz ihracatçılarla ve finansal hizmet sağlayıcılarla, Türk yatırımcılarla bir araya geldi. Ayrıca Londra’da Avrupa merkezini açan Florence Nightingale Hastaneleri Grubu’nu, Birleşik Krallık-Türkiye İş Forumu’nu ve Birleşik Krallık-Türkiye CEO Forumu’nu ziyaret etti.

Cumartesi günü Bakan Lidington ve Lord Green Birleşik Krallık-Türkiye Tatlıdil Konferansı’na ve İstanbul World Forum’a katıldı, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ikili görüşmeler de içeren son derece yoğun bir toplantı maratonunu tamamladı.

Ve tüm bu etkinlikler, Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ve İş ve İş Geliştirmeden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Fallon’un Türkiye’ye ziyaretinden ve  terör ve organize suçlarla mücadele alanındaki işbirliğimizi derinleştirmek amacıyla Türk ve Britanyalı kolluk kuvveti uzmanlarını Londra’da bir araya getiren önemli konferanstan sadece bir hafta sonra gerçekleştirildi.

İngiliz şirketlerinin Türkiye’de peşinde koştukları yüksek değerdeki fırsatlardan biri de bir kaç yıl içinde  120 milyon yolcu kapasitesi ile İstanbul’a yapılması gündemde olan üçüncü havaalanı. İstanbul’daki ilk birkaç haftamda şahit olduğum trafiğe dayanarak kentin gelişmeye devam eden uluslararası köprü rolünün her türlü işaretini taşıdığını söyleyebilirim.

Exit mobile version