10th December 2015 London, UK
Birleşik Krallık insan hakları konusuyla neden ilgileniyor?
Bugün uluslararası insan hakları günü ve tüm dünya genelinde insanlar oldukça önemli olan özgürlükler konusu üzerine düşünüyor ve mücadele veriyor.
Bu vesileyle, insan hakları için çalışan, bu uğurda büyük fedakârlıklar yapan ve Tahir Elçi gibi adalet ve özgürlük yolunda kendilerini tehlikeye atan insanları saygıyla anıyorum. Tahir Elçi benim dostumdu ve de insan haklarının önemli bir savunucusuydu. Kendisini en son bir kaç ay önce Ankara’da gördüm. Kaybı büyük bir trajedidir, düşüncelerim ailesi ve sevenleriyle.
Tahir Elçi gibi insan hakları savunucularının yaptıkları bulundukları toplum ve ülke için önemlidir. Ancak, bazen insanlar şu soruyu sorabiliyor, Birleşik Krallık yabancı ülkelerdeki insan hakları konusuyla neden ilgileniyor.
Cevap şu ki bizler temel haklara ve hukukun üstünlüğüne saygının uzun vadede ülkelerin istikrar ve refahı için yardımcı olduğuna inanırız. Temel hakların olmadığı bir durum istikrarsızlık ve güvensizlik yaratır ve bu hepimizi etkiler. Bu ögelerin varlığı bize doğrudan ya da dolaylı her türlü faydayı sağlayacaktır.
Örneğin, ayrımcılık ve kadına karşı şiddete karşı durmak sadece adaletsizliği ortadan kaldırmaz, ancak toplumun yarısının potansiyelini ve üretkenliğini serbest bırakır.
Bağımsız yargı sadece adil duruşmaların gerçekleşmesine neden olmaz, ayrıca şirketlere ve yatırımcılara güven verir.
Ayrıca ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü sadece demokratik siyaset için hayati değildir. Bunlar gerçek yenilikçilik ve yaratıcılık için olmazsa olmazlardır.
Bu nedenle Basın Özgürlüğü İnisiyatifi raporunu aldığımda, Türkiye’de şu an tutuklu 31 gazetecinin bulunduğunu, artan soruşturma, tutuklama sayısını ve (Can Dündar ve Erdem Gül’ün de içinde bulundukları) tutuklu yargılanan gazetecilerin bulunduğunu okuyunca oldukça endişe duydum. Birleşik Krallık Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin en büyük destekçilerindendir ve temel özgürlüklere saygı bu sürecin devamı için can alıcı parçalardan biridir.
Bu nedenle Türk yetkililerle, Türk toplumunun da katkısıyla bu konularda ilerleme kaydetmek için çalışma arzusundayız. Bu nedenle İçişleri Bakanlığı ile ayrımcılıkla savaş üzerine birlikte çalışıyoruz. Bu nedenle Adalet Bakanlığı ile maktullerin haklarının kuvvetlendirilmesi üzerine çalışıyoruz. Bu nedenle LGBT hakları için, ev içi şiddete son vermek için ve genel anlamda insan hakları için yürüttükleri çalışmalarda sivil toplum örgütlerine destek veriyoruz.
Ben de sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığım görüşmelerden biliyorum ki hükümetler kendi ülkelerinin insan hakları sicilinin mercek altına alınmasından her zaman mutlu olmuyorlar, ancak Birleşik Krallık’ın bir temsilcisi olarak hükümetlerin bu konularda sorumlu tutulmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Sizin de yorum ve tweetlerinizde bu doğrultuda yapacağınızdan eminim.
Ayrıca Birleşik Krallık ve Türkiye’nin her iki ülkede ve dünyada insan haklarına saygının arttırılması hususunda birlikte çalışmaya devam edeceğini umuyorum